19 Nisan 2013 Cuma

UPSD “Genç Etkinlik 5″ sergisi

Güler Aşık, "Geleceği Asmak", Dijital kolaj, 2011

NEZAKET EKİCİ

“Form It Able”
Performance-İnstallation, 2011
4. Art Bosphorus - Çağdaş Sanat Fuarı, Fulya Fuar ve Kongre Merkezi, İstanbul, 27.04.2011

Bir mekanda, sanatçı ve modeller, sabit duran farklı boyutlardaki kaidelerin üzerinde gruplandırılmış olarak durmaktadırlar.
Her kaidenin yanında bir nota sehpası üzerinde, sanat tarihinin son 600 yıllık döneminden seçilmiş sanatçılara ait resimler bulunmaktadır.
Bir cd’ye kaydedilmiş olan sanatçının sesi duyulur. Bu ses, izleyiciyi kendi elleriyle, tablolarına göre kaide üzerinde duran modelleri şekillendirmeye çağırmaktadır. İzleyici katılmaya teşvik edilmektedir. Bu sayede harekete geçen izleyici, pasif konumdan aktif konuma geçerek, orjinal kopyalama modeli için bir heykeltıraş rolünü üstlenecektir

Asist. Güler Aşık, Asist. Güneş Hüseyinkulu
Modeller: André Fonseca, Aslınur Sertkan, Itır Demir, Şener Yılmaz Aslan, Banu Altuntaş, Güneş Hüseyinkulu, Ali Mengüş, Emine Çördük, Burcu Eken, Cansu Ezgi İnce, Ferit Poyraz, Emel Erden, Emel Özkan, Sevilay Ayhan, Merve Uçak, Burcu Kireçci, Sevim Tuncer, Serkan Aksakal, Hazal Özdemir, Ceren Ceylaner, Ayşen Çelik, Güler Aşık, Burçak Konukman, Eşref Yıldırım, Özer Toraman, Deniz Rona

Bugüne kadar Günümüz Sanatçıları Sergilerine katılan yaklaşık 250 sanatçı 30. yılda yeni ürettikleri 12x12 cm. boyutundaki eserleriyle "Günümüz Sanatçıları 30. Yıl" sergisinde bir araya geliyorlar.

"Günümüz Sanatçıları Sergileri'nin en önemli özelliği bugün-gelecek bağlamında bir imlemede bulunmak ve bir iz düşürmektir. Bu sergiler bir tanıklık, bir yansıma ve bir önermedir."

Hasan Bülent Kahraman

"Sınırlar Yörüngeler 10"

Sınırlar Yörüngeler serisinin onuncu sergisinde yer alan genç sanatçılar;
Hüseyin Arıcı, Güler Aşık, Sibel Ay, Zeynep Gürler, N. Güneş Güven, Rabia Öner, Faruk Yigenin yapıtları sizleri bekliyor.

Sergi Değerlendirme Kurulu: Banu Cennetoğlu, Nilüfer Ergin, Mürteza Fidan, T. Melih Görgün, Hakan Onur Tarih: 28 Haziran 2011, Salı / Saat: 19:00 / Yer: Siemens Sanat

'Sınırlar Yörüngeler'den beşinci yılda 10. sergi

Siemens Sanat'ın genç sanatçıları desteklemek ve güncel sanat için bir platform oluşturmak amacıyla düzenlediği 'Sınırlar Yörüngeler' yarışması bu yıl beşinci kez gerçekleştirildi. Bu yılki 'Sınırlar Yörüngeler 09-10' yarışmasında başarılı bulunan yapıtların ilk bölümünün sergilendiği "Sınırlar Yörüngeler 09" sergisinin ardından, başarılı bulunan diğer 7 sanatçının yapıtları 29 Haziran - 31 Temmuz 2011 tarihleri arasında Siemens Sanat'ta sanatseverlerle buluşuyor.

Sınırlar yörüngeler 10 sergisinde, yedi genç sanatçının yapıtları yer alıyor

Banu Cennetoğlu, Nilüfer Ergin, Mürteza Fidan, T. Melih Görgün ve Hakan Onur'un yer aldığı 'Sergi Değerlendirme Kurulu' tarafından titizlikle yapılan değerlendirme sonucunda, "Sınırlar Yörüngeler 10" sergisinde çalışmalarına yer verilen genç yetenekler arasında Sibel Ay, Hüseyin Arıcı, Güler Aşık, N. Güneş Güven, Faruk Yigen, Rabia Öner ve Zeynep Güler bulunuyor.

Sergi Değerlendirme Kurulu üyelerinden Mürteza Fidan, sergide yer alan genç sanatçıların kimlik sorununun türdeşliği yerine kimliklerin değişkenliğini günümüz görsel kültürünün zeitgeist'ı (zamanın ruhu) olarak gündemlerine yerleştirdiğini ifade ediyor.

Bellek kategorileri arasındaki boşluklar, insanları bilinmezlikten kaynaklanan geçmiş ve şimdi arasındaki konsensüsü üretememenin tekinsizliğiyle karşı karşıya bırakıyor. Sibel Ay, sergide yer verdiği video çalışmalarında bu muallak sisli zeminde belleğin hayaletlerinin izini sürüyor.

Hüseyin Arıcı 'nın anıtsal tuvalleri, merak eden gözün temsil kaygıları arasında gidip geliyor. Seyirlik olanın ödünç aldığı "pasif ten", araçsal gerçeklik olarak seyirlik hale geliyor ve bu mekanizmayı taklitten öte bir yanılsamayla kavramsallaşıyor.

Çalışmalarında fotoğrafı ara yüzey transfer aracı olarak kullanan Rabia Öner, alanı ve yeri kodluyor. Geleneksel yağlı boya uygulamalarıyla bu saptamaları cisimleştiren Öner, yapıtlarında arzunun görüntülerini üretiyor.

Güler Aşık 'ın video çalışmasında, ölüm içgüdüsüyle yaşama içgüdüsünün çatıştığı ambivalent (çift değerli) bir tutum, erişkinliğin provasının kodları olarak yansıtılıyor.

N. Güneş Güven , birbirinden farklı enstantanelerden keserek bağlamından koparttığı desen-imgeleri yeniden montajladığı çalışmasında, eklektik bir mekanizmayla başka bir bağlamda yeni bir enstantane inşa ediyor.

Faruk Yigen bütün bir algıyla günlük kullanım nesnelerini, ayrıntıdan uzak tutan bir desenle imliyor. Bu görüntüler onların temsil değerlerini içermekten çok, öznenin arzusu içinde eriyen özgün formlara dönüşüyor.

Zeynep Gürler 'in "İletişim Şebekesi" adlı metaforik plastik göstergesinde, günümüzün toplumsal iletişim mekanizmalarının bir yandan kolektif bir iradeyi mümkün hale getirmesi diğer yandan da birbirine bağımlılığın insanları sersemletici hissiyatına terk etmesi betimleniyor.

'Sınırlar Yörüngeler 10' sergisi 29 Haziran - 31 Temmuz 2011 tarihleri arasında, haftanın her günü saat 10.00 - 19.00 saatleri arasında Siemens Sanat'ta ziyaret edilebilir.

İletişim:

Siemens Sanat
Meclis-i Mebusan Cad. No: 45
Fındıklı - İstanbul
Tel: (0212) 334 11 04
Web: www.siemens.com.tr/sanat

http://www.facebook.com/video/video.php?v=205020789571029

http://www.facebook.com/video/video.php?v=151055738306022

http://www.ekavart.tv/sergiler/diger/sinirlar-yorungeler-10-sergisi-siemens-sanatta

Teknolojinin sanat pratiğine girmesiyle beraber sanatçıların edimlerinde büyük kırılmalar başlamıştır. Bu kırılmalar; sanat nesnesi kopyalarının, eserin biricikliğini kaybettirmesi ve teknolojik gelişmelerin bu kopyaların yaygınlaşmasına hız katması olarak geçmişten günümüze karşımıza çıkan hemen her sanat yapıtında gözlemlenebilir. Diğer bakımdan kendi içinde süreçleri olan sanat tarihinin arşivlenerek taşınan bilgileri hiç kuşkusuz teknolojik olanakların sağladığı görünebilirliğe çok şey borçlu. Bu görünebilirlikle sanat eserlerinin nesnel gerçekliklerinden çok imgelerinin hızla yaygınlaşması 21. yy. insanının hızlı yaşam biçimini ve sanat ile bütünleşme çabasını işaret eder.

Farklı disiplinlerden /sanatsal süreçlerden gelmiş 46 kişinin buluştuğu “Disiplinlerarası Karma Sergi” de tam bu noktada teknolojik malzemenin sağladığı olanaklardan yararlanarak katılımcıların eserlerini/ çalışmalarının görsel kaydını fotoblok baskı uygulamasıyla izleyiciye sunmayı amaçlamıştır. Bir heykeltıraşın eserinin varoluş sürecini tamamlayarak mekânıyla bütünleşmiş görüntüsü, bir ressamın eserinin tuval yüzeyinde ulaştığı son noktasında kayda alındığı görüntüsü, performans sanatçısının sanat nesnesi konumunun ötesinde yer alan performansını kadrajlarla bünyesine alarak izleyiciye ulaşmasına olanak tanıyan fotoğraflar, yine performans sanatçısının elinde sanat nesnesi konumuna gelen bedene farklı bir soluk katan moda tasarımcısının tasarımlarının kadrajları gibi kareler bu sergiyle başkalaşarak izleyicisiyle buluşmayı hedefliyor.

Karma Sanat

İstanbul, 2011

Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi Dünden Bugüne,Contemporary İstanbul'da

Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi Dünden Bugüne,

24-27 Kasım tarihleri arasında Contemporary İstanbul'da, Akbank Sanat Standında

izleyicilerle Tekrar buluşuyor.

http://www.contemporaryistanbul.com/tr/

IPA Summer 2012 - Platform For Young Performance Artists

http://youtu.be/-A2hof5b5BA

Kaydol: Kayıtlar (Atom)

SINIRLAR- YÖRÜNGELER 04

---------------------------------------- İşlerini sergileyebilecekleri mekânlar bulmakta zorlanan gençlere destek olmayı amaçlayan Siemens Sanat'ın düzenlediği 'Sınırlar Yörüngeler 04' adlı sergide 10 genç sanatçının çalışmaları yer alıyor31 Temmuz'a kadar süren 'Sınırlar Yörüngeler' sergisine katılan genç sanatçılar bir arada.Siemens Sanat, bu yıl ikincisini düzenlediği 'Sınırlar Yörüngeler' adlı yarışmayla çağdaş sanatın genç yeteneklerini keşfetmeyi sürdürüyor. Geçen yıl olduğu gibi yine dereceye giren eserler iki ayrı sergide izleyiciyle buluşuyor. Alan gözetmeksizin tüm lisans ve lisansüstü öğrencilerine açık olan yarışmanın bu yılki ilk sergisi geçtiğimiz ay yapılmıştı. 25 Haziran'da açılan 'Sınırlar Yörüngeler 04' adlı ikinci sergide ise gençler, eserleriyle sanata bakışlarını paylaşma olanağı buluyorlar. Siemens Sanat'ın bu dördüncü sergisinde Seçil Alkış, Güler Aşık, Sena Başöz, Kerem Ozan Bayraktar, Çınar Eslek, Cemile Kaptan, Sema Kayaönü, Selin Kocagöncü, Elif Öner, Ayşe Topçuoğulları'nın çalışmaları yer alıyor. 'Biz aracılık yapıyoruz' Siemens Sanat'ın küratörlerinden Melih Görgün, 'Bu yarışmayla biz gençlerin sözlerini söyleyebilmelerine aracılık yapıyoruz' diyor ve ekliyor: 'Sınırlar Yörüngeler'in şöyle bir özelliği var: Sanatçıları sadece bir eserleriyle değerlendirmiyoruz. Bize bir dosyayla başvuruyorlar ve uğraştığı alanla ilgili ne kadar iş üretmişlerse sunabiliyorlar. 300 dosya geldi bu yıl. Her bir dosyada en az 3-5 yapıt seçkisi olduğunu düşünürsek yaklaşık 1000 işin arasından seçim yaptık.' Sergide sanatçıların guaj ile yaptıkları desenlerden tutun da videoya kadar pek çok teknik kullandığını görebiliyoruz. Cemile Kaptan, Çınar Eslek, Kerem Ozan Bayraktar ve Elif Öner, hazırladıkları video çalışmalarında, kendi dünyalarında ya da çevrelerinde olup bitenleri anlatıyorlar. Cemile Kaptan'ın videosunun hikayesi çok dikkat çekici. Kaptan'dan dinleyelim: 'İtalya'ya gittiğimde ezberim bozuldu. Tamamen farklı bir yere atıldım. Karşımdaki toplumla tanışmaya çalışırken benim gibi dışarıda olanları kameramla izledim, yani sokakta yaşayanları ve delileri. Hiçbiriyle birebir temas kurmadım. Burada hikayesini anlattığım Hikmet'e kadar. Sokaklarda yaşayan biriydi Hikmet ve onun filmini çektikten bir hafta sonra ölü bulundu.' Selin Kocagöncü bir enstelasyona imza atıyor sergide. '100 Hayal' adlı çalışmasıyla küçük bir zarf içinde duran beyaz kağıtlara hayallerimizi yazmamızı istiyor. Güler Aşık beton malzemeyi kullanarak duvar üzerinde bir düzenleme yapıyor. Sema Kayaönü ve Sena Başöz de duvar üzerine düzenlemelerini sunuyorlar.

'KAMUFLE' kişisel sergi

BİREY Mİ KAMUFLE, YOKSA KENT Mİ? - Emre Zeytinoğlu - Güler Aşık’ın ilk kişisel sergisi “Kamufle” adını taşıyor. Sözlüklerde “kamufle” sözcüğünün anlamına baktığımızda ise, “saklanmak” ve “gizlenmek” sözcüklerini okuyoruz. Ancak burada bir ayrıntı var: Saklanan ve gizlenen her “ne” ise ve her “kim” ise, o, bunu somut varlığını tümüyle ortadan kaldırarak ya da “görünmezliğe” bürünerek yapmıyor; “başka” bir kılığa dönüşerek gerçekleştiriyor. O halde biz bu sergide, bir strateji gereği kendi biçimlerini değiştirmiş bir takım görüntülerle karşılaşıyoruz demektir. Peki nedir bu görüntüler? Kum, çimento, tel gibi inşaat malzemelerinden oluşmuş, neredeyse bir kentin “dış yüzü” diyebileceğimiz kimi yüzeyler… Bir kent her zaman saklar… Ya da kent dediğimiz şey, her zaman kimi şeylerin kamufle edilmiş (yani dönüşmüş) hallerinin toplamıdır. Henüz 4. yüzyılda Aziz Augustinus’un tanımladığı kent, dış görünüş olarak taş ve cam yığınından başka bir şey değildi; ama insanın inancı, o yığının içinden tanrının ışığının yükselmesine neden olabilirdi. Tam 15 yüzyıl sonra ise o yığına ışık veren şey, ideolojiler ve ütopyalar oldu. Böylece ister inançlar diyelim, ister ideolojik davranışlar; her zaman kentin “dış yüzü”nün ya da onun pratik işleyişinin hemen altında bekleyen, o “dış yüzü” yırtıp dışarı doğru fışkırmaya hazırlanan bir ışığın kaynağı haline geldi. Bu anlamda bugün, karmaşık bir soru ile karşı karşıya kaldık: Kent saklayan ve gizleyen midir; yoksa bizzat saklanan ve gizlenen mi? Biz kentin “dış yüzü”nün altındaki ışığı mı arıyoruz; yoksa o ışık, kentin kendisi mi? Ve bu sorulara yanıt verecek olan kimdir; birey mi? Öyledir elbette… Çünkü o, hem kenti inşa eden, hem kentin derinlerine o ışığı özenle yerleştiren, hem de kendi yarattığı “taş ve cam yığını”nı önemsizmiş gibi görüp zihnindeki ışığın peşine düşendir. Bu durumda birey de, kendi bedeniyle kamufledir; aynı kent gibi… Tüm iradesini o ışığı yaratmaya harcamış, sonra da o “güçlü” ışık karşısında “önemsiz” olduğu düşüncesine kapılmıştır. Yukarıda yazılanlar, Batı felsefesi çerçevesinde Aristo’dan başlayan, çok uzun sürmüş bir skolastik süreci kateden ve laik felsefeye de damgasını vuran bir problematiğin özetidir. İşte söz konusu problematik içinden Güler Aşık’ın yapıtlarına göz attığımızda, bu yapıtların, daha önce sorduğumuz kent-birey arasındaki o karmaşık sorunun birer karşılığı olduğunu anlarız. Güler Aşık kendi düşüncesini açıklarken, “kentin kaosu içinde kaybolup giden birey”i gündeme getiriyor. Birey hangi kentte kayboluyor; kendi yarattığı kentte mi? Yine Güler Aşık’ın işaret ettiği “cinsiyet-toplum-tabu” ilişkisi nerede kuruluyor? O da mı, bireyin kendi yarattığı kentte? Madem ki birey hem “taş ve cam yığını”nı, hem de o yığının içinde aradığı ışığı yaratandır; o zaman onu nasıl tanımlayacağız? Eğer tüm bu soruların yanıtını bu sergideki yapıtlardan kotaracaksak, bunu bir birey olarak sanatçının kendisine sormaktan başka çaremiz kalmıyor. Ve Güler Aşık’ın yanıtı da, o kentin “dış yüzeyi” halinde hazırladığı yapıtlarından başka bir şey olmayacak. Öyle ki, o yapıtlar hem kente dair görüntülerdir, hem de onu yaratan ve içine ışığı yerleştirenin görüntüleridir. Başka bir söyleyişle: Hem kentin “dış yüzü”, hem de o “dış yüz”ün altındaki ışığın yaratıcısı… Birey, bu yüzeylerin arasında kamufledir… Ya da bu yüzeyler, bireyin verdiği güç ile, bireyi tutsak eden, onu saklayan ve gizleyendir: Dönüştürendir… Kentte; duvarların, pencerelerin, metal kubbelerin, geniş caddelerin, dar sokakların vs. arasında dolaşan ve oralara kendi izlerini bırakan insanlar, yarattıkları bu dünyanın olduğu kadar, zihinlerinde yarattıkları bir dünyanın da peşinden koşanlardır aslında; kendilerinin peşinden koşanlardır… Güler Aşık’ın sergisi, bize en fazla bunu anımsattığında anlamını tamamlayacaktır.

Performans Günleri 2010

Galata Perform ve KargART güçlerini birleştiriyor… 18 Mart - 30 Mart 2010 Performans Sanatları alanında yıllardır faaliyet göstermekte olan iki kurumun güç birliğine giderek gerçekleştireceği Performans Günleri 2010 etkinliği, bu sene, İstanbul’un iki yakasına birden yayılıyor. Galata Perform ve KargART tarafından düzenlenen etkinlik, performanslar, atölyeler, video gösterimleri, teorik sunum ve konserlerden oluşacak. Etkinlikler Kadıköy’de KargART, Beyoğlu’nda ise Galata Perform, Kuledibi Meydanı ve sokakta gerçekleşecek. Bu yılın kavramsal çerçevesi; “Performans”ın disiplinlerarası ve disiplinler ötesi bir biçim oluşu ve özel olarak, Performans’ın tiyatro ile ilişkisi, tiyatro ile ortaklıkları, ayrılıkları, gelgitleri, “Performance Art” dediğimiz dilin, tiyatronun, dansın, “gösteri-show” dünyasının dilini nasıl ödünç aldığı, hangi durumlarda reddettiği gibi sorulardan oluşuyor. Programda Reflex, Güler Aşık gibi genç sanatçı performanslarının yanı sıra, Ayşe Orhon – Ömer Aygün ve bir CUMA Guncel Sanat Utopyalari projesi olan Şikayet Korosu’nun kamusal alan performansları, Genco Gülan’ın “ölüm” konusunu işleyen performansının açık provası, Kainat Güzeli, Anne Weshinsky, Ümit Ilgın Yiğit, Evrim Kavcar – Çiğdem Kaya, Maskİstanbul, Handan Ergiydiren Özer – Çağlar Yiğitoğulları – Zafer Aracagök’ten oluşan 22/11 & Damaged & SIFIR gibi “performans-tiyatro-show” türleri arasında gidip gelen projeler yer alacak. Etkileşimli müzik ve dans performans örnekleriyle Gonca Gümüşayak – Şebnem Poryalı - Duygu Demir, Deli Köpek – Esra Yurttut – Alper Akçay – Günay Ertekin’den oluşan Noland; dans performans alanında ise Sesil Sar - Münibe Millet - Zinnure Türe, Atmasyon Dans Kumpanyası, Dadans, Aslı Bostancı, Şebnem Yüksel – Burçin Elmas, Nebahat Erpolat gibi sanatçıların performansları da etkinlik süresince izlenebilir. Müzik performansları alanındaki örnekler olarak Anadolu’nun etnik öğelerini barındıran “Hoca Nasreddin”yı ve tuşlu çalgılarla ilgili deneyimlerini doğaçlama üzerinden izleyiciyle buluşturan Mehmet Ali Uzunselvi ve Emre Dündar’ın “Karşılaşma” projesini; müzik ve diğer disiplinlerin bir araya getirileceği işler olarak da Luxus’un sahnede eşzamanlı dokuması, An.’ın typing ve görseller kullanarak yapacağı doğaçlamayı ve Seni Görmem İmkânsız – Deli Köpek – Gonca Gümüşayak’ın toplu doğaçlamasını sayabiliriz. Bu seneki Performans Günleri’nin programı Zerrin Yanıkkaya, Beliz Güçbilmez, Celal Mordeniz, Ceyda Erdemli, Mimesis, Handan Ergiydiren - Zeynep Günsür - Şafak Uysal - Aylin Kalem İşcen - İlyas Odman, Ata Ünal - Özlem Hemiş - Ayşe Draz, Yeşim Özsoy Gülan – Evren Erbatur – Aydın Teker – Gurur Ertem ve Şahika Tekand’ın katılımı ile düzenlenen teorik sunumlar, paneller, tartışmalar ve Gonca Gümüşayak - Tuna Pase, Güray Dinçol, Ceyda Erdemli ve Dorina Maria Harangus’un atölye çalışmalarıyla da ayrıca zenginleştirildi. Son olarak etkinlikler kapsamında Nicolai Galen’in Shut Your Eyes ve Dadans ekibinin Small Talk – Hoşbeş isimli performans videoları da gösterilecek.

1.Ulusal Çağdaş Sanat Sergisi

SANATÇILAR: (alfabetik il sırasına göre) ARTISTS: (In alphabetical order according the cities) Muzaffer TİRE Adana Soner TİRE Adana Ilgın TOPRAK Adana Ayber HASTÜRK Adana Asuman SEVDİNLİ Adana Müge SÜEL ÖZER Adana Hakan DEMİR Adana Volkan DEMİR Adana Selda BEKAR Adana Gökçe HACIOĞULLARI Adana Deniz DARÇIN Adana Nur GÖKBULUT Ankara Ünal KUŞ Antakya Varol TOPAÇ Antakya Zafer GÜNGEN Antakya Mustafa DUYULER Antakya Birol ÖZER Edirne Devran MURSALOĞLU İstanbul Zümrüt Y. RADAU İstanbul Hülya KÜPÇÜOĞLU İstanbul Güler AŞIK İstanbul Güneş HÜSEYİNKULU İstanbul Gülveli KAYA İstanbul Serkan DEMİR İstanbul İlker YARDIMCI İzmir Hakan PEHLİVAN Kayseri Bülent HARPUTLU Mersin Mustafa YÜKSEL Mersin ------------------------------Onatça Sanat Galerisi / Toyota Onatça 1. Ulusal Çağdaş Sanat Sergisi - Adana 2010 / “yeni eskiler / eski yeniler” Küratör: Muzaffer TİRE I Bu sanatsal etkinlikte; ülkemizde yaşayan, farklı şehir ve farklı sanat kuşağından, çağdaş Türk sanatı içinde sanatsal üretimlerini sürdüren değerli 28 sanatçı, farklı sanat disiplinlerini içeren eserleriyle, katılımcı olarak yer almıştır. Toyota Onatça Plaza’nın, çevreci yapısına uygunluk açısından; teknik olarak, geri dönüşümlü atık malzemelerden yapılmış ( kağıt, karton, metal, plastik, tahta, kumaş, deri,cam, vb.) resimsel ve heykelsi düşünme biçimleri içerisinde oluşturulmuş farklı sanat disiplinleriyle ( birleştirmeler “kolaj-assemblaj” ve yerleştirmeler “enstalasyon” ) sanat üretimlerini gerçekleştiren sanatçılarımızın eserlerinden oluşan çağdaş sanat sergisi, sanatseverlerin izlenimine ve paylaşımına sunulmuştur. Yarınının sanatsal kültürünü, bugünden düşünmeyen toplumların kültürel yaşlarının hep küçük kalması, insana yapılması gereken kültürel yatırımın eksikliğinin göstergesidir. Gerçekleştirilen bu sanatsal etkinlik; genç düşünen insanlarımıza, aydın insan olma yolunda yurtsever, Atatürkçü gençliğimize, sanatsal - kültürel yatırım amacıyla bir tarih ve kültür bilinci oluşturmak, yarının sanatsal kültürüne destek olabilmek adına, gelecekte Onatça Plaza’da açılması olası “Onatça Çağdaş Sanatlar Müzesi” nin de temelini oluşturacaktır. Sayın işadamı Süleyman Onatça ile oluşturduğumuz sanatsal içerikli diyalog sonucunda, sanatçı çalışma atelyeleri oluşturmanın yanı sıra, Onatça Sanat galerisi ve müzesi düşüncesi gelişmiştir. Bu sevindirici ve yüreklendirici gelişmenin daha ileri boyutlara ulaşması ve gerçekleşebilme olasılığı heyecanlandırmıştır. Müzeler, kültürel ve sosyal yaşayışımızın belleğidir. Sanatsal kültür, bu mekanlarda yeniden üretilir ve paylaşılır. Sanatsal değerlere ulaşmanın yollarını öğrenen birey, sanatı eleştirel bir gözle algılayıp değerlendirirken, süreç içinde sanat eserlerini yerine koymayı ve korumayı da öğrenir. Özgün ve gerçek yapıtla buluşma, onu tanıma, ilgi kazanımı sonucu, müzelere gitme isteği ve alışkanlığını kazanır, çevresine de kazandırır. Birey, çok farklı sanat yapıtı görme, tanıma, sanatsal beğeniyi doğru algılama ve yeni değerler yaratma yetilerini de yaşamla bağ kurarak geliştirecektir. Sanatçı K.Maleviç’in deyişiyle “ yarın, henüz bilinmeyen bugündür…” derken, günümüz sanatçılarına ve sanatsal değerlerine sahip çıkan toplumların, yarının kültürel özgürlüklerini ve bağımsızlıklarını oluşturmuş bireylerini de yaratmış olacaklarından sözedebiliriz. Bu bağlamda, sayın işadamı Süleyman Onatça’nın, çağdaş Türk sanatına katkı olarak çağdaş müzecilik anlayışı düşüncesi içinde olması, gelecek kuşaklar adına teşekkürü hak eden bu çağcıl kültürel örneklilik ve kültürel girişimcilik, devlet kurumları ile özel kuruluşlarımıza da bir ivme kazandıracaktır. II “Eski” ve “Yeni” kavramları yaşantımızın her anında iç içe yaşama biçimi durumuna gelmiş ve gelişim sürecimizi her yönüyle adlandırmış, anlamlandırmış ve etkilemiştir. ( Buluş, moda, restorasyon, modifiye-abartı, nostalji, ikinci el, vb) Bu oluşum, “eski yeniler” ya da “yeni eskiler” tanımlarını da yeni anlamlarında iç içe kullanıma dönüştürmüştür. Eski, alışılagelmiş kurulu değerlerin değişmeden sürmesini isterken; gelişme içinde olan yenilik ise, eskinin yaratıcı bir biçimde dönüşüme uğramasını ister. Bu nedenle gerici, tutucu ve gelenekçi eski değerler, etki ya da tepki olarak idealler ve estetik amaçlarla çatışarak yeniye ilişkin toplumsal itici güç olan yeni değerlerin oluşumunu sosyal, ekonomik, politik ve kültürel olarak sağlar. Biçimsel olarak, her yeni eskimeye, her eski de yenilenmeye aday bir devrim niteliğine bürünse de kalıcı olan özdür; yeni eskise de, eskiler yenilense de… Eski, tamamlanmışlık, yıpranmışlık, bitmişlik, kullanılmışlık, geçersizlik, zaman aşımlılığı ve uzmanlıkla tanımlanıp, onarılmaya aday yenilenmesi gereken, olarak algılanırken; yeni ise bu tanımların tersi olarak yaşantımızı anlamamızı sağlar. Eskinin içinden tepkimeyle doğan yeninin kabullenilmesi, yine süreç içerisinde eskiyerek varolur. Yeni bazen bir direniş, başkaldırı ve sanatsal-bilimsel buluş olarak karşımıza çıkarken, bazen de yozlaşmışlık ve idealler-değerler yoksunluğu olarak kendini gösterir ve algılanır. Eskiler, kimi zaman çıkarlarımıza, isteklerimize, kültürel yaşayışımıza, ekonomimize hizmet ettikleri sürece, yeni gibi işlev görürler; eskidir ama yeni görüşlüdür ya da yeniye ilişkin varlık oluşturur. Çatışma başladığında eskileşiverir ve yenilenmesi gerekir. Süreç ya da zaman olgusu; çok kısa ve çok uzun bir aralığın başlangıcında, içinde, en sonunda, yeni ve eskiyi farklı dilimler içinde ya da birliktelikte oluştururlar. Sanatta yenilik, eskiyi tarihten kaldırmaz ve eskiyi de içinde barındırır. Onu sentez yoluyla olumsuzlar, aşar ve yenileşir… III Sanatta “yapıştırma resim” olarak adlandırılan kolaj; bir teknik olarak Kübizm akımı içerisinde yaygınlaşmış ve sanatçılar farklı yöntemler kullanarak günümüz sanatına kadar, sanatsal düşünüşlerin üretiminde teknik kullanımlarını sürdürmüşlerdir. Dördüncü boyut olan zaman kavramını tanıtlayan Kübizm’le başlayıp Dadacılık ve Gerçeküstücülük akımları ile yaygınlaşan kolaj; Soyut-Dışavurumculuk, Pop Sanat ve Fluxus’la farklı teknik kullanımların görünümü sanatsal düşünme biçimi içerisinde görselleştirilmiştir. Gazete, afiş, fotoğraf gibi basılı malzemelerin yanı sıra ayna, kırpık kumaş, ip, posta pulu, tiyatro programları, bilet, oyun kartları, alüminyum folyo, duvar kağıdı, tel, çivi gibi malzemelerle sanatsal ürünler gerçekleştirilirken; insan-teknoloji ilişkisinden hareketle üç boyutlu atık buluntu nesneler Asemblaj, Dekolaj tekniklerinin oluşumunda etki ve tepki olarak kullanım nesneleri, yöntem sorunlarının birer parçası olmuşlardır. Kavramsal Sanat bağlamındaki ilk etkinliklerin üretiminde de teknik, önemlilik gösterir. Günümüz sanatı içerisinde de Dijital Sanat ve Disiplinlerarası Sanatın da birer kullanım aracı olarak bazı sanatçıların uygulamalarında farklı biçimlerle karşımıza çıkar. Sanatın oluşumuna kaynaklık eden ve sanatçı için bir yöntem aracı olarak ürünün kavramsal parçası olan kolaj tekniği, sanatsal geleneklere karşı çıkışıyla etkililik söylemini güçlendirir. Kolaj, sanatsal bir teknik olarak kesme yırtma yapıştırma ile bütünlük oluşturma anlamı taşısa da; bir kavram olarak insanın yaşamla kurduğu bağ açısından, farklı anlam özelliklerini de oluşturur. Dokusal yapısına uygunluk göstersin ya da göstermesin; bir düşünüşü başka bir düşünüşle kolajlamak, bir düşünüyü bir işe kolajlamak ya da yamanmış bütünlükler oluşturmaya çalışmak, kolajın olumlu-olumsuz sorgulamalarına ilşkin yaşamsal gösterge ürünleridir. İlkel olanı modern’e, zevksizliği özgünlüğe ya da bir kültüre öteki kültürü kolajlamak gibi… Birçok yaşamsal ögenin bir araya getirilmesi de, gündelik yaşamla geçmiş-gelecek ilişkilendirilmesinde ve açıklanmasında “birleştirme” unsuru olarak görünürler. Yaşama yeni bir boyut getirme anlamında, soyut bir açıklama anlayışını da beraberinde oluşturabilir. Farklı disiplinlerin arasındaki sınırı kaldırarak, yeni bir yaşam anlayışının da oluşumuna kaynaklık edebilir. Kimi zaman da yapayla doğal olanın ilişkisine tanıklık eder. IV Bu sergide yer alan sanatçılarımızın ortak özellikleri de bu bağlamda başlar. Bir araya getirilip toplanan nesnelerin ortak yanı, sanatçının sorgulayıcı hayal gücünde, basit bir rol değişimiyle bizi çevreleyen nesnelerden türeyip ve yine o somut nesneler dünyasından hareketle farklılaşmayı başarmalarıdır. Dağınık ögelerden hareket edip onu bütünsel bir sanat nesnesi olarak, kendi konu ve kavramları içinde irdeleyip bir bütünlük tanımı içerisinde yeniden oluşturma eylemini oluşturmalarıdır. Değerli eserleriyle bu sanatsal etkinlikte katılımcı olarak yer alan çağcıl, hümanist, aydın ve Atatürkçü sanatçılarımıza; çağdaş sanat müzesi oluşumunun başlangıcını oluşturacak ve sanatsal bir karşı-geleneğe dönüşecek olan çağdaş sanat sergisine, yaratıcı yapıtlarıyla katılımlarından dolayı teşekkür ediyorum.

26. Günümüz Sanatçıları

-------------------------------Resim ve Heykel Müzeleri Derneği'nin 26 yıldır düzenlediği 'Günümüz Sanatçıları' sergisi Aksanat'ta. Sergide, sanatın yeni neslini kamuoyuyla paylaşan 21 'ilk' yapıt var... Geçen yıl çeyrek asrı dolduran Resim ve Heykel Müzeleri Derneği (RHMD) ve Akbank Sanat etkinliği olan 'Günümüz Sanatçıları' karma sergisi, İstiklal Caddesi üzerinde Aksanat olarak bilinen Akbank Sanat Galerisi'nde izlenmeye devam ediyor. Seçiciliğini SABAH köşe yazarı ve Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Hasan Bülent Kahraman'ın yaptığı bu 26. sergi de, genç sanata sahip çıkmakla, bayrağı Borusan Sanat Galerisi'nden devralmış. Kahraman'ın bu yıl seçtiği yeni yapıtlar, bağlamlarından çok, estetik değerleri ve ifade çeşitlilikleriyle göz dolduruyor. Yine de yazar ve sosyolog Kahraman, sergiye ilişkin kaleme aldığı beş maddelik sunumunda, günümüz dünyası görsel kültürünü şekillendiren unsurları vurguluyor. Bu yönüyle 11 Eylül sonrası dünya, ardından oluşan güvenlilik ve güvensizlik hareketleri, Türkiye'nin bu oluşum içinde bulunduğu kıtasal ve kültürel 'aradalık', serginin 'ruhunun' kısa bir özeti aslında. "...Bugün İstanbul'a saçılmış olan galerilere baktığımız zaman 'embriyo' halinde gördüğümüz bu gerçek, bu sergiyle yeni bir içerik kazanıyor," diyor Kahraman ve ekliyor: "Buradaki sanatçıların belli bir sosyolojisi var. Büyük çoğunluğu, sanat hayatlarının başlangıcındalar. Bu serginin ve onların önemi, buradan kaynaklanıyor. Bu sanatçılar yapıtlarıyla yeni bir çağı imliyor." Tüm bunlar bir yana, Akbank Sanat Galerisi'ndeki sergide deneyimlenen ifade ve teknik zenginliğinin basit bir de nedeni var aslında. O da, sergi düzenleme kurulunun sanatçılardan herhangi bir konu, kavram ve sınırlama taleplerinin olmayışı. Sergide nicelik olarak iki tuval, bir dijital fotoğraf, tam sekiz yerleştirme, bir video sanatı örneği, bir seramik ve üç ayrı duvar kağıdı üzerine mürekkepten oluşan bir teknik armoni söz konusu. Buna ek olarak sergide, özellikle Eda Kaytan'ın yün iple oluşturduğu yalın, ancak derin düzenlemesi, Şenay Kazalova'nın soyut portre tuvali, Sabriye Çelik'in özyaşamöyküsel bir dürüstlük yayan İlköğrenim Tahtası, Güler Aşık'ın tel, çimento ve kumla ürettiği Kent Vesikası tabletleri dikkat çekiyor. Yinelemek gereksiz olsa da, yarını bugünden gösteren bu sergiyi vücuda getiren öteki imzalar da bu son vurgunun kapsama alanı dışında hiçbir şekilde kalmıyor. 28 Temmuz'a kadar izlenebilecek sergide ayrıca, Kerem Ozan Bayraktar, Çağrı Duygun, Evren Erol, Ezgi Okur, Ali İbrahim Öcal, Didem Sandıkçı, İrem Tok, Mehmet Vanlıoğlu, Bahadır Y. Yıldız, Erdal Duman ve Burcunur Şanal'ın da çalışmaları sanatseverlere sunulmuş. Tel: (0212) 252 35 00 ( Evrim ALTUĞ)

“Kavşak” Çağdaş Sanat Sergisi

“Kavşak” Çağdaş Sanat Sergisi UPSD Sanat Galerisi’nde Açılıyor… Farklı yönelimlerle çalışmalarını üreten 9 sanatçı, ‘Kavşak’ta buluşuyor... 19 Nisan Pazartesi günü açılacak olan “Kavşak” adlı çağdaş sanat sergisi, birbirinden bağımsız 9 farklı sanatçının çalışmalarından oluşuyor. Sergiye Deniz Aktaş, Şebnem Altuntaş, Güler Aşık, Sibel Balcı, Serkan Çalışkan, Güneş Hüseyinkulu, Hülya Küpçüoğlu, Korkut Tiryaki ve Ferda Yüksel katılıyor. Farklı üsluplarla çalışan ve yolları kavşak’ta kesişen sanatçılar, farklı etkilerle yaptıkları çalışmalarından bir kesit sunuyorlar. Sergi, Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği Sanat Galerisi’nde 19 Nisan- 5 Mayıs tarihleri arasında izlenebilir.

KargART Video Günleri

Bu sene Mart ayı sonunda yapılacak IV. KargART Video Günleri'nde, Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinin video bölümlerinden öğrenci işlerine yer verilecek bir seçkiler toplamı yer alıyor. Gösterim programında ayrıca her sene olduğu gibi Kurye Video Organizasyonu da bir seçkiyle yer alacak. Deneysel ve animasyon videoları alanında genç Türk sanatçıların çalışmalarına yer verdiği özel bir seçkisi olacak bu. Video Günleri 20 Mart Cuma akşamı Daire 2: General Gramofon ve Candaş Şisman ve Deniz Kader'in beraber yapacağı canlı performansla açılacak. 21, 22 ve 23 Mart tarihlerinde Ozan Adam, Alex Wong, Güven Çatak, İsmail Kasarcı & Serkan Şimşek & Bager Akbay, Çağrı Saray ve Ferhat Kamil Satıcı'nın vereceği atölye ve sunumlarla devam edecek. 23 -27 Mart tarihlerinde ise gösterimler yer alacak. Ayrıca 25 Mart Çarşamba akşamı Atıl Altaş, Serdar Kökçeoğlu ve Tonguş Gökalp'den oluşan ((GVP)) projesi de canlı performanslarıyla programda yer alıyorlar. ( Marmara Üniversitesi // Güzel Sanatlar Fakültesi & Atatürk Eğitim Fakültesi Öğrenci İşleri Seçkisi Çağrı Saray ve Ferhat Kamil Satıcı tarafından hazırlanmıştır. Güzel Sanatlar Fakültesi Seçkisi: The Touch // Sümer Sayın, Çocuk // İrem Tok, Encounter & Requiem for Dissatisfaction & Ayaküstü // Gözde İlkin, Sweet Melons // Elif Öner, Yok Edilemeyen Kimlik // Ragıp Basmazölmez, Kilit // Nazlı Pektaş, Çok Sessiz // Tunç Oğuz, Silenc(x)e // Serdar Yılmaz, Bugün Günlerden Aynı // Güler Aşık, Turrp // Hatice Karadağ, Şahide // Özlem Gök, Cryogenic Art Machine & Untitled // Kerem Ozan Bayraktar, İsimsiz (Video Performans) // Yağız Özgen )

Kemal Gürbüz - Sevil Saygı Atölye Sergisi

Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü öğrencilerinin hazırladıkları sergi büyük ilgi topladı.Sanat öğretiminin en belirleyici niteliği olan, öğrencinin yaratıcı kişiliğinin öne çıkarılması Resim Bölümü'nde eğitim öğretim programlarının ana eksenini oluşurmaktadır.Öğrenciler bu bağlamda eserlerini günlük hayatta kullandığımız fakat çoğumuzun bile aklına gelmiyecek materyallerden yararlanarak ortaya çıkarmışlar.Hummalı bir çalışma ile ortaya çıkan sergi,hocaların ve birçok kişinin de beğenisini kazanmış durumda. Günümüz sanat ortamında geleneksel resim tekniklerinden farklı olarak gelişen malzeme resmi kavramların üzerinde durarak , izleyenlerin zihinlerini zorluyor. Yrd.Doç.Kemal Gürbüz ve Yrd.Doç.Sevil Saygı yönetiminde bu sergiyi hazırlayan öğrenciler; Ferdi Gökhan,Emir Aksay,İpek Şenel,M. Fatih Üçgül,Emel Erkan,Yusuf Demirtaş,Hakan Yılmaz,Hilmi Korkmaz,Sezgi Özkan,Güler Aşık,Nurten Aşer,Reysi Kamhi,Hatice Karadağ, resimleri bu sergide toplandı. Atölye Sergisini 18 Nisan - 18 Mayıs 2008 tarihleri arasında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Acıbadem kampüsünde gezebilirsiniz.

KİTAP

20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar- Ahu Antmen
Bauhaus: Modernleşmenin Tasarımı Türkiye’de Mimarlık, Sanat, Tasarım Eğitimi Ve Bauhaus-Esra Aliçavuşoğlu, Ali Artun
Donald Kuspit- Sanatın Sonu
Kentsel Değişim ve Festivalizm: Küreselleşen İstanbul'da Bienal-Sibel Yardımcı
Kültür Endüstrisi - Kültür Yönetimi-Theodor W. Adorno
Kültürün Özelleştirilmesi 1980'ler Sonrasında Şirketlerin Sanata Müdahalesi- Chin-tao Wu
Osmanlı Müzeciliği Müzeler, Arkeoloji ve Tarihin Görselleştirilmesi- Wendy M. K. Shaw
Paris’ten Modernlik Tercümeleri Académie Julian'da İmparatorluk ve Cumhuriyet Öğrencileri- Deniz Artun
Resmin Sonu Hakkı Engin Giderer Ütopya Yayınevi / Sanat Dizisi
Sanat / Cinsiyet Sanat Tarihi Ve Feminist Eleştiri- Ahu Antmen
Sanat / Siyaset Kültür Çağında Sanat Ve Kültürel Politika- Ali Artun
Sanat A.Ş. Çağdaş Sanat ve Bienaller- Julian Stallabrass, Elçin Gen
Sanat Komplosu Yeni Sanat Düzeni ve Çağdaş Estetik 1-Jean Baudrillard
Sanat Manifestoları Avangard Sanat ve Direniş-Ali Artun
Sanatta ve Edebiyatta Eleştiri Alman Romantizminde Sanat Eleştirisi Kavramı-Walter Benjamin
Sanatçı Müzeleri- Ali Artun
Sanatçı: Eleştirmen, Yalancı, Katil Estetik Ve Etik Üzerine-Oscar Wilde
Tarih Sahneleri Sanat Müzeleri-1 Müze ve Modernlik-Ali Artun
Tarih Sahneleri Sanat Müzeleri-2 Müze ve Eleştirel Düşünce-Ali Artun